Ney

Ney

Ney

Klasik Türk Müziği’nin yegane üflemeli çalgısı ve Türk Tasavvuf Müziği’nin baş sazıdır. Ney, ses rengi olarak insan sesine en yakın çalgılardan biridir. Her türlü müzikâl motifi icrâ etmeye imkan tanır. Üç oktavlık ses sahası içindeki tüm sesleri, nefes şiddetini veya dudağın başpâre ile yaptığı açıyı değiştirmek sûretiyle koma koma verebilir.

Caferağa Medresesi’nde ney eğitimi, solfej eğitimiyle başlayarak, ney üfleme ve makam öğrenme ile devam etmektedir. Ney dersi alan öğrenciler ilk olarak ilahileri üfleyerek, Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği eserlerini icra edebilmektedir.
Klasik Türk Müziği’ne ilgi duyan kişilerin katıldığı dersler, yeni başlayan grup, orta grup ve ileri grup olarak farklı seviyelerde verilmektedir.

Ney Dersleri, eski neyzenlerden; Neyzen Emin Dede, Kutb-ün Nayi Osman Dede, Neyzen Aziz Dede, Neyzen Salih Dede ve Neyzen Tevfik(Kolaylı)’in üslubu ile bugün hayatta olan neyzenlerden, Kutb-ün Nayi Niyazi Sayın, Salih Bilgin’in ve diğer önemli neyzenlerin sazı ve üslubu konusunda bilgiler verilerek devam etmektedir.

Önemli iki neyzen hakkında bilgi vermek gerekirse;

Neyzen Tevfik (1879-1953) Genellikle toplum kurallarına uymadan yaşamını sürdürmüştür. Sazını bir geçim kapısı haline getirmemek için direnmiş, yalnızca içinden geldiği zaman ney üflemiştir. Neyzenliğini geliştirmek kaygısı duymamış, sanat değeri kalıcı bir müzikçi olmak için uğraşmamıştır. Neydeki başlıca ustalığı sazı iyi üflemesiydi. Belirli müzik kurallarının dışına çıkar, ama hep duyarak çalar ve dinleyenleri etkilerdi. Neyzen Tevfik’in müziğe bakış açısı, düşünce yapısı dönemin ilerisinde olmuştur.”

 

“Kutb-ün Nayi Niyazi Sayın, (Doğum 1927) Ney üflemeye lise yıllarında merak sardı. Asıl Ney hocası, Cumhuriyet döneminin çok değerli Neyzenlerinden biri olan Neyzen Emin Yazıcı’nın öğrencisi Neyzen ve Ressam Halil Dikmen‘dir. 1950’de, Üsküdar Musiki Cemiyeti’ne devam ederken Neyzen Dede Süleyman Erguner’in teklifi ile İstanbul Radyosu’ndaki saz eserleri icra programlarına katıldı. Aynı yıl İstanbul Radyosu’na Neyzen olarak girdi.

Mesut Cemil’in ölümünden sonra İstanbul Radyosu Klasik Türk Musikisi Korosu şefliğine getirilen Nevzat Atlığ zamanında da koroda Ney üflemeye devam etti. 1956’dan 1976′ ya kadar Münir Nurettin Selçuk yönetimindeki Belediye Konservatuvarı İcra Heyeti’nde Ney üfledi.

Ney öğretmeni Halil Dikmen Galata Mevlevihanesi’nin son Neyzenbaşısı Emin Yazıcı’nın, o da Aziz Dede, Hüseyin Fahreddin Dede, gibi ünlü Neyzenlerin öğrencisi olduklarından, Niyazi Sayın’ın Ney tavrının gerisinde zengin bir gelenek, zengin bir alt yapı vardır.

Halil Dikmen’in kullandığı ve uyguladığı dudak vibrasyonu, baş ve gövde duruşu ile parmak açılışlarını yeniden düzenleyerek, Neyde yeni bir teknik uygulamıştır.

Niyazi Sayın’ın icrasındaki çekicilik, yepyeni bir tekniğin ürünüdür. Hocalarından aldığı Ney eğitimine kendi ruhunu da katmıştır. Kendi kişisel teknikleri ile neyzenliğini ilerleterek bir tarz oluşturmuştur. Niyazi Sayın ekolü ve bu ekol diğer Neyzenlerin ekolünü geride bırakmıştır.

Ney taksimlerinde, Tanburi Cemil Beyden etkilenmiştir. Üstün vibrasyon tekniği kusursuzdur. Günümüzde Neyzen Tevfik tarzında Profesyonel anlamda Ney üfleyen neredeyse hiç kalmamıştır. Niyazi Sayın ekolüne alternatif olarak Dede Süleyman Ergüner ve Aka Gündüz Kutbay ekolleri de kullanılmaktadır.

Bu özellikleri itibarı ile Niyazi Sayın yaşayan Ney virtüözüdür. Başta Ömer Erdoğdular, Sadrettin Özçimi, Arif Erdebil, Yavuz Akalın, Salih Bilgin olmak üzere pek çok Neyzen yetiştirmiştir.

 

Türkiye’de günümüz Neyzenleri dendiğinde ise ilk akla gelen isimler; Burcu Karadağ, Ali Tan, Ali Tüfekçi, Eyüp Hamiş, Ercan Irmak, Başar Dikici, Volkan Yılmaz’dır. Eski neyzenlerin yanı sıra yeni neyzenlerin üslupları konusunda da öğrencilere bilgi verilmektedir.

Caferağa Medresesi’nde Ney dersleri, Fırat Can Gülhan eğitmenliğinde verilmektedir.

 

 


Sizi bilgilendirmemiz için tıklayın.
Görseller