Mahtumkulu, 18. yüzyılda yaşamıştır. Bu yüzyılda Türkistan coğrafyasında Çağatay Türkçesi yazı dili geleneği kullanılmakta idi. Mahtumkulu, yazdığı şiirlerde Türkmen Türkçesinin bazı özelliklerine de yer vererek Türkmencenin yazı dili haline gelmesine öncülük etmiştir. O sadece duygu ve düşüncelerini dilin estetik imkânlarından yararlanarak etkili bir şekilde dile getiren usta bir şair değil; aynı zamanda, Türkmen birliğinin, Türkmen ulusal kimliğinin ve bağımsızlığının fikri alt yapısını oluşturan saygın bir aydın, bir yol gösterici; bir bilge kişidir.Mahtumkulu’nun şiirlerinde Türkiye ve Türk dünyası şiirinin hemen her rengini, her tonunu, her çizgini, her anlayış ve zevkini görmek mümkündür. Onun şiirlerinde, Ahmet Yesevi’nin, Yunus Emre’nin Ali Şir Nevayi’nin, Fuzuli’nin, Nefî’nin Karacaoğlan’nın, Pir Sultan Abdal’ın, Köroğlu’nun ve daha birçok şairin edebi ruhuyla karşılaşır; bir bütün halinde Türk edebiyatının, Türk şiirinin bütün şekil, konu ve muhteva özelliklerini görür; yazdığı her tür şiirde edebi metnin estetiğini ve şiirselliğin büyüleyen güzelliğini yaşarsınız.Mahtumkulu, özelde Türkmenler, genelde ise bütün Türkler için önemli bir şahsiyettir. Bu eser ile Türkistan’ın huzur pınarlarından, fikir ve düşünce kaynaklarından biri olan Mahtumkulu tanıtılıp değerlendirilmeye çalışılmıştır. Yayın sipariş formu için tıklayınız. |
Taşrada Büyüyen Şair – Arif Nihat Asya kitabı, temeli zorluklarla atılmış bir ömrü anlamayı/anlatmayı hedefleyen bir çalışma sonunda ortaya çıkmıştır. Bizde sanatçıların “insan” yönü yeteri kadar önemsenmez. Oysa sanatçı kabul ve retleri, iman ve inkârları, sevgileri ve nefretleri, alışkanlıkları, korkuları, zayıflıkları, hırsları, açlıkları, hüzün, neşe, keder ve özlemleri, merakları olan, sanatını da bütün bunlardan doğan karmaşık, çelişik, değişken yapının, yani şahsi hayatının üstüne oturtan bir insandır. Yayın sipariş formu için tıklayınız. |
Sözlü kültür; insanlığın ilk dönemlerinde bilgi ve deneyimlerini paylaş-tıkları, aktardıkları ve bunlarla ortak bilgi ürettikleri; ürettikleri bilgiler çevresinde “ben” olma bilincinden “biz”olma bilincine ulaştıkları kültür alanıdır.Sözlü kültür ortamında toplumun uzlaşmasıyla oluşturulan kültür ürünleri ve barındırdığı kültürel dinamikler, farklı yollarla kuşaktan kuşağa aktarılır, çoğalan ve geniş alanlara yayılan kitlelerin birliktelik işaret ve ifadesi olarak varlığını korur. Halk hikâyeleri, günümüz Türk dünyasında en çok bilinen sözlü gelenek ürünlerindendir. Bunlardan Nevruz Bey, Sümmanî ile Gülperi, Valeh ile Zernigar örneğinde olduğu gibi bazıları daha dar çevrede yaratılıp anlatılırken, Köroğlu, Tahir ve Zühre, Aslı ve Kerem, Âşık Garip, Kız Jibek, Sayyad Hemra gibi hikâyeler Türk dünyasında daha geniş bir alanda yaşamaktadır. Kitapta yer alan Tahir ve Zöhre, Aslı ve Kerem, Âşık Garip, Şah İsmail hikâyeleri Türk dünyasının ortak anlatıları, Nevruz, Abbas ve Gülgez, Mesim ile Dilefruz ve Valeh ile Zernigar hikâyeleri İran coğrafyasının da dâhil olduğu Azerbaycan ve komşu Türk gruplarında anlatılan hikâyelerdir. Verilen metinler Türk kültür coğrafyasında çok geniş ve zengin kültür sistemlerinin üstünde, kültür üstsistemi ürünü olan hikâye örnekleri, yaratıldığı ve yaşadığı dönemin zihniyet dünyasını gösterirken günümüzdeanlatılmak yoluyla da kültürel aktarıma, ortak kültür unsurlarının keşfine katkı sağlamaktadır. |
Evliya Çelebi’nin Dar’ül a’lâ “Yücelik Beldesi” olarak nitelediği Sivas şehri, tarihin her döneminde adından söz ettirmiştir. Sarissa (Kuşaklı) ve Samuha (Kayalıpınar) Hitit antik kentleri Sivas topraklarında yer almaktadır. Sivas Danişment Beyliği’ne, Eretna ve Kadı Burhanettin devletlerine başkentlik yapmış; Anadolu Selçuklu sultanlarının yazlık merkezi olmuştur. Altın çağını Anadolu Selçuklu döneminde yaşayan Sivas, bu dönemde yapılan tarihi eserleriyle açık hava müzesi görünümü kazanmış, Osmanlı İmparatorluğu’nun eyalet ve vilayet merkezi olmuştur. Milli bağımsızlığa giden yolda Sivas, 108 gün Milli Mücadele’nin merkezi olmuş, geleceğin yol haritasının çizildiği şehir olmuştur. Anadolu’nun omurgası olan Sivas’ı tarihi, coğrafyası, türküleri, halk oyunları, gelenekleri, tarihi mimari yapıları, mesire yerleri, köprüleri, çeşmeleri, hamamları, hanları, müzeleri, kaplıcaları, çocuk oyunları, geleneksel el sanatları, söz kültürü, yöresel ev yemekleri, ulaşımı, eğitim hayatı, ticareti, sanayisi ve ilçeleriyle tanıtmaya çalıştık. Geçmişten ve günümüzden fotoğraflarla, Sivas’ı görsel olarak da canlandırmak istedik. “Sivas” kitabı; Türk Kültürüne Hizmet Vakfı’nın, Türkiye’nin bütün illerini tanıtmak amaçlı büyük projesinin ilk öncü kitabı olma onurunu taşımaktadır. Yayın sipariş formu için tıklayınız. |