OSMANLI TÜRKÇESİ

Tkhv.org.tr » Makale » OSMANLI TÜRKÇESİ

İnsanoğlu var oluşundan itibaren birbirleri ile anlaşmak için doğal iletişim aracı olan dil veya bir diğer adıyla lisanı kullanmıştır. Nitekim tarihin en eski zamanlarına bakıldığında toplulukların kendi içinde oluşturdukları, basit seslerden oluşmuş belli lisanların olduğu görülmektedir.

Daha önce de ifade edildiği gibi her toplum kendine özgü bir dil sistemi geliştirmiştir. Fakat farklı toplumların birbirleri ile ticaret başta olmak üzer muhtelif konularda kurdukları ilişkiler dillerin de birbirlerinden etkilenmelerine neden olmuştur. Hatta bu vesile ile dillere yabancı kelimeler de yerleşmiş ve toplum tarafından benimsenmiştir. İnsanların birbirleri ile iletişim kurabilmek adına ortaya çıkardığı olgular da bugün dünyanın dört bir yanında konuşulan dilleri meydana getirmiştir.

Yüzlerce yıl bu topraklarda yaşamış olan Osmanlı da kendi dilini oluşturmuştur. Ancak burada üzerinde önemle durulması gereken bir konu vardır ki o da Osmanlı da bu dili atalarından, Türk-İslam Devletlerinden almıştır. Tüm bunların yanı sıra bu güzel dil gelişirken var olan ve diğer devletlerden alınan yazı çeşitleri de geliştirilmiş hatta yenileri de eklenmiştir. Bunlara Rika, Nesih, Muhakkak, Sülüs, Divanî, Reyhanî örnek olarak gösterilebilir.

Bugün Osmanlı’dan bize kalan kadim mirasın içerisinde yer alan bu güzide dile ölü dil denmektedir. Osmanlı Türkçesi olarak bilinen ve yerleşen bu dile ölü dil demek ne kadar doğrudur bilinmez. Bunda bu dilin alfabesinin farklı oluşu vurgulanarak oluşturulan algı şüphesiz oldukça büyük bir etkendir.

XV. asır ile birlikte mükemmel bir gelişme gösteren Osmanlı Türkçesi’nin Arapça ve Farsçadan etkilendiği muhakkaktır. Bunda şüphesiz coğrafi yakınlık, fetihler ve ticari ilişkiler gibi birçok olay ve olgunun etkisi büyüktür. Ancak şu kesinlikle unutulmamalıdır ki Osmanlı Türkçesinin şu an kullandığımız dilden konuşma olarak hiçbir farkı olmayıp, sadece yazı dili farklıdır.

Osmanlı Devleti’nin yüzyıllar boyu ilmek ilmek işlediği Türkçede toplam 31 harf bulunmaktadır. Bunlardan 28’i Arapçadan gelmektedir. Diğer 3’ü ise Arapçada bulunmayan ve Farsçadan dile geçmiş olan “Ç, P ve J” harfleridir. Ayrıca dilin kendi içinde belli kurul ve kaideler vardır. Örneğin harekesiz bir dil olduğundan sessiz harflerin seslerinin belli olması için yanına bir takım harfler konulur. Dolayısıyla okunuşu zor gibi gözükse de anlaşılması oldukça kolay bir dildir. Ayrıca yüzlerce yıl varlığın sürdürmüş bir devletin dili olduğundan söz dağarcığı da oldukça geniştir.

 

AYŞENUR ERDOĞAN
Osmanlı Türkçesi Eğitmeni
İÜ. Tarih Bölümü Doktora Öğrencisi

📆 24 Ocak 2018 Çarşamba 08:59   ·   ⎙ Yazdır